RSS

26 Şubat 2010 Cuma

Louis ARAGON / ELSA’YA ŞİİRLER'den

KUMARA YATIRANLARDAN
DEĞİLİM
BEN EVRENİ



Kumara yatıranlardan değilim ben evreni
Ben insanoğlunun o gamlı ulu sürüsündenim bütün bütüne
Hiç görülmemiştir fırtınadan kaçtığım
Kollarımla bastırdım yangını her seferinde
Hendeği de bilelim savaş arabalarını da
Güpegündüz sakınmadan söyledim en ters düşüncelerimi
Ve geri çekilmedim suratıma tükürmeye geldiklerinde
Alnı damgalı yaşadım
Bölüştüm kara ekmeği ve herkesin gözyaşlarını
Çıktıysam sadece kendi kuleme çıktım


Kuşatılmış ülkemi elimden alan torpido avcısı gemide
Taburların ağırlığı altında ha battı ha batacak bir gemiyle döndüm oraya
Köprüsünde tekdüzen şarkılar söylüyordu büyük Atlas savaşçıları
Aldım acılıktan payımı
Taşıdım mutsuzluk kısmetimi.
Benim için hiç bitmedi bu savaş
Halkımın kolu kanadı budanınca böyle hep
Hâlâ duyuyorum kulağımı yere dayasam
Sağır bir dünyanın gerisinden geçip gelen o korkunç uzak iççekişleri
Yok uyku yüzü gördüğüm kapasam gözlerimi sürüp gidecektir bu böyle
Unutmayın bunu
Ama yüzyılın öyküsü ve zamanın dayanılmaz yarası
Cüzam kolera iskorbüt açlık
Ne kanlı uğraşılar orduların yürüyüşünde
Ne kadırga küreklerinde paralanmış kollar
Maskara edilen kadınla erkek dilleriyle gönülleriyle
Soysuzlaşan her büyüklük ve geri çevrilen sözcükler küstahça ağıza karşı
Saldırılan her müzik
Ödenen her ışık göz pahasına
Kesik elin her okşayışı
Bütün bunlar kıyaslanabilir yüzümün anlatımıyle

Titremesiyle gözkapağımın
Seğriyen ufak kasla yanağımın derisi altında
Bedenimin oynayıp devinmesiyle
Gözyaşı salgılarıyle bükülen dizle koparılan çığlıklarla
Beni sarsan hastalık ateşiyle
Alnımın teriyle
Ama suratımın meşini görünüşümün sepilenmiş kayışları altında
Başka bir şey var onsuz taşlar arasında taşa dönerdim
Ambarlar dolusu buğday içindeki bir tane
Kendi zincirimden bir bakla
Başka bir şey dolaşan kan gibi yoğaltan ateş gibi
Başka bir şey düşünce gibi alında
Dudakta söz gibi
Yaşamaktan elde edilmiş tanrısal soluk gibi
Yaşamamdır bu benim
Sensin faciam benim
İç sahnem o büyük o izin verilen oyunum benim
Sokağın üstümüze kapanınca kapısı
Böylece sessizliğin o yaman altın kordonu içinde eğik olarak
Büyük ve kızıl titremesi kalkar en sonunda perdenin


Çev: Sait Maden

Hiç yorum yok: