RSS

28 Şubat 2011 Pazartesi

VINCENT Van GOGH, Theo'ya Mektuplar

Tarihsiz


Guy de Maupassant'a raslamış olman bir şans; «Mısralar» adlı ilk kitabını yeni okudum, hocası Flaubert’e adadığı şiirler; «Su Kenarında» adlı birinde kendini bulmuş artık.

Ressamlar arasında Rembrandt'a kıyasla Delft'li van der Meer ne ise, Maupassant da, Fransız romancılar arasında Zola'ya kıyasla odur ...

Biliyorsun ki, empresyonistlerin bir ortalığı 12 İngiliz prerafaelist ressamının kurmuş oldukları ortaklık gibi bir şey olurdu diye inanıyorum ve kurulabileceğine de inanıyorum.

Bu olursa, sanatçılar birbirilerinin hayatını güven altına alırlar ve satıcılardan bağımsız olarak çalışabilirler, yeter ki topluma önemli bir ölçüde eser versinler ve kazançlar da zararlar da ortaklaşa olsun.

Bu ortaklığın ilelebet dayanacağını sanmıyorum, ama canlı olduğu sürece güvenle çalışılacağına ve verimli olunacağına inanıyorum.

Koşulları olduğu gibi almak, hiç değiştirmeden kabullenmek yarım yamalak değiştirmekten daha iyidir bence.

Büyük devrim: "Sanat sanatçılar için" devrimi !!! Tanrım, belki bir ütopya, bir hayaldir. Gerçekleşmezse, ne yapılır...

Hayatın çok kısa olduğuna, çok çabuk geçtiğine inanıyorum; oysa ressam olarak yine de resim yapmalı.

Ama biliyorsun ki bu kış Pissarro ve ötekilerle bu sonucu çok tartıştık, konuştuklarımıza yalnız şunu katmağa çalışıyorum: ben kendi payıma düşen 50 tabloyu gelecek yıldan önce bitirmek istiyorum, bunu yapmayı başarırsam, görüşümü korumuş olacağım ...

Bir etüt çıkardığım günler, şöyle diyorum kendi kendime: her gün böyle olsaydı, yürürdü bu iş, ama hiçbir şey getirmediğim günler var ya; o günler yer içer uyursun, para harcarsın, kendinden memnun değilsin, delinin, serserinin, haylazın birisin o günler.

Hiç yorum yok: