RSS

28 Şubat 2011 Pazartesi

VINCENT Van GOGH, Theo'ya Mektuplar,

Tarihsiz



Gauguin'den bir mektup aldım. Senin ona 50 frank yolladığını yazıyor, çok dokunmuş ona bu, mektubunda projemizden söz etmişsin. Ama benim ona yazdığım mektubu önce sana gönderdiğimden, daha mektubunu yazdığında kesin bir teklif almamış bulunuyordu.

Ama bu işlerde tecrübesi olduğunu söylüyor: arkadaşı Laval ile Martinik'te oldukları zaman beraber yaşayınca ayrı ayrı iken harcadıkları paradan daha az para harcamışlar; yani bir arada yaşamayı benim gibi daha elverişli sayıyor.

Karın ağrılarının devam ettiğini yazıyor ve pek üzgün görünüyor.

Altı yüz bin franklık bir sermaye bulmak umudundan dem vuruyor: bulursa, bir empresyonist resim satış mağazası açmak niyetindeymiş, senin de bu işin başına geçmeni istiyormuş.

Korkarım ki bu iş bir “fata morgana”, yani batmış bir insanın kurduğu hayaldir; insan ne kadar çok parasız kalırsa - hele hasta ise - o kadar çok hayal kurar.

Bu plan bence maneviyatının da bozuk olduğunu gösterir; en iyisi vakit geçmeden onu bu bataktan çıkarmaktır.

Diyor ki gemi tayfaları ağır bir yük taşımak ya da demiri kaldırmak işine giriştikçe, daha ağır bir yükü daha büyük bir çabayla kaldırabilmek için hep birlikte türkü söyler, böylece desteklerlermiş birbirlerini.

Sanatçıların yoksun oldukları işte bu dayanışmadır! Bu durumda gelmek istemezse şaşarım, ama otel ve yolculuk masraflarına bir de doktorunun hesabı binecek, epey güç olacak tabii.

Ama bence o borcu olduğu gibi bırakmalı, isterse yerine resim versin - ama adamlar kabul etmez de buraya gelecekse, borcu bırakmalı resim de rehin vermemeli. Ben de Paris’e gelebilmek için aynı şeyi yapmak zorunda kalmadım mı? Birçok şeyimi yitirdim, ama bu durumlarda başka çare yoktur, ne yaparsın, çıkmazda kalacağına çekip gidersin ...

Camargue bölgesini ve daha başka yerleri görsen, sen de benim gibi buraların Ruysdael'i andıran karakterine şaşarsın.

Yeni bir motifi sürdürüyorum: ufuklara dek yeşil ve sarı tarlalar; bunu iki desende denedim, şimdi de tablo olarak yapıyorum, tıpkı Salomon Konink'in resimleri gibi. Konink’i bilirsin, Rembrant’ın öğrencisiydi. Bu benim resim Michel’i de, Jules Mupré’yi de andırıyor, ama gül bahçelerine benzemiyor. Hoş Provence’ın yalnız bir tarafını gezdim, öte tarafta örneğin Claude Monet’nin canlandırdığı bir tabiat vardır.

Hiç yorum yok: