RSS

2 Mart 2011 Çarşamba

VINCENT Van GOGH, Theo'ya Mektuplar

Tarihsiz


Ustaları inceleyip onları anlamaya çalıştık mı, bir an gelir ki hepsini realitenin kendisinde buluruz. Demek istiyorum ki, onlar gibi görmeye, onlar gibi duymaya alıştık mı, onların yarattıklarını gerçekte var olan nesneler gibi görürüz.

Ayrıca da şuna inanıyorum ki sanat eleştiricileri ve meraklıları; doğayla daha yakın bir alış veriş kurmuş olsalardı, resimler arasında yaşamak ve yalnız resimleri birbirleriyle kıyaslandırmakla yetindikleri bugünkü yargılarından daha sağlam yargılar edinebilirlerdi. Resimlerle sürekli alış veriş çok iyi şey tabii, ama doğanın varlığını unutacak ve derine gitmeyecek olursak sağlam bir temele dayanamayız.

İleride daha güzel bir şey yaparsam, herhalde şimdi çalıştığımdan başka türlü çalışmış, olmayacağım, demek istiyorum ki elma aynı elma olacak, yalnız daha olgun olacak; ilkinden beri düşündüklerimde bile bir değişiklik olmayacak. Onun içindir ki kendim için şöyle düşünüyorum: hiçbir değerim yoksa bugün, ileride de bir değerim olmayacaktır, ama ileride bir değerim olacaksa, bugün de vardır demek. Buğday buğdaydır çünkü şehirliler başlangıçta onu görüp de çimene benzettikleri halde.

Buğday için söylediğimiz çimen için de geçerlidir.

Her neyse, elâlem yaptığımı ister iyi ister kötü bulsun, yapma tarzımı ister eleştirsin ister eleştirmesin, ben kendi hesabıma doğayla bana sırrını açacağı güne dek cebelleşmekten başka çare bulamıyorum.

Çeşitli baş ve el etütlerine çalışmakla devam ediyorum.

Hiç yorum yok: