Melih Cevdet Anday Kolları Bağlı Odysseus için kitabın başında şu açıklamalarda bulunuyor...
“KOLLARI BAĞLI ODYSSEUS’u yazarken çeşitli ozanlardan ve kitaplardan yararlandım.
"Bu kitaplardan birtakımı, şiirimin düşünsel temelleri ile ilgili konuları işleyen kitaplardı. İnsanın doğa ile ilişkileri, insanın doğaya, topluma ve kendine yabancılaşması, bu yabancılaşmadan kurtulmak için giriştiği savaş; tuttuğu ve tutması gereken yol, yollar sorununda; okuduklarım şiirsel anlatıma geçmeden önce, düşünce hazırlıkları düzeyinde kalan çalışmalardır ki; bunların yorumu ve değerlendirmesi bakışa ve yapılacak işe göre çeşitlenebileceği için, kişisel niteliktedir; açıklanması düpedüz şiirle, şiirsel çalışma ve şiirsel özle ilgili sayılmayabilir."
"Ama şiirsel anlatıma geçtikten sonraki çalışmada, esinlenmelerin ve yararlanmaların niteliği, sanatın tekniği ve sanatçının yöntemi ile ilgili olduğu için, bunlar üstüne başkalarının incelemelerini beklemeden ve başkalarının incelemelerine yardımcı olmak amacı ile bir takım açıklamalarda bulunmak yararlı olur diye düşündüm. Şimdi onlardan söz edeceğim. Bu düşünceye, benzeri işi Eliot’un “Waste Land” için yaptığını gördükten sonra geldim.”
“Odysseia destanının 12. Rapsodisi, beni belki de 10 yıldır böyle bir iş için ilgilendirip duruyordu."
"Odysseus’un dönüşü, kendi adasını Ithaca’yı bulmak için oradan oraya gezip çırpınması ve sonunda Tanrıça Kirke’den yararlanmaya kalkması, bu parçanın özünü sağlar. Ancak benim dikkatimi çeken şu oldu: Tanrıça Kirke, her şeyi olduğu gibi söyleyeceğini açıklamasına karşın, Odysseus’u gene kendi kararı ile baş başa bırakıyordu. Onun sakınılması gerektiğini söylediği tek şey, sirenlerle ilgili idi."
"Kitabımın dördüncü bölümünde bu öyküyü kendime göre yorumladım, değerlendirdim. Karşılaştırıldığında açıkça anlaşılacağı gibi, Homeros’un birtakım deyimlerini, benzetmelerini seve seve kullandım. Odysseus’un başından geçenler üstüne pek ünlü bir şiir yazmış olan Tennyson’un da aynı işi yaptığını gördüm. Yalnız şunu da ekleyeyim: Tennyson, Odysseus’un öyküsünü, kısaca söylemek gerekirse "yılmadan aramak" biçiminde yorumlamıştır. Bu yorumla bir alışverişim olmadı."
"Buna karşılık Ezra Pound’un “Canto I” adlı şiirinde, aynı destanın 11. Bölümünü konu ettiğini gördüm, ki o şiirin başlangıç bölümünde Pound hiçbir yoruma gitmeden, sevdiği anlaşılan öyküyü yinelemekle yetiniyordu. Bu şiirde Homeros’un sözleri ve benzetmeleri, benim şiirimden daha çok yer alır."
"Kolları Bağlı Odysseus’un Birinci bölümünün ikinci kıtasının birinci dizesi, Beaudelaire’in “Correspondanses” adlı şiirinden alınmıştır. Önemli ve vazgeçilmez bir dize olduğundan değil; onu alışım bu şiirle kitabın birinci bölümünün benzerliğini göstermek içindir.: Kişinin, doğa dilinden anlaması. Ben bunu çocukluk dönemi için düşünmüştüm."
"Gene birinci bölümün ikinci kıtasının beşinci dizesini, Davud’un mezmurlarından aldım. ..."
"Kısaca açıklamak gerekirse; Kolları Bağlı Odysseus’un bazı parçalarında Ezra Pound’un “The Alchemist” şiirinden ve T.S. Eliot’un Waste Land” inin kimi parçalarından -belki dışarıdan bakıldığında sezilmeyecek uzak esinlemeler, biçim yararlanmaları olmuştur, diyebilirim.”
KOLLARI BAĞLI ODYSSEUS
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
1.
Kara gemi Okeanos ırmağının
Akıntısından kurtulup tanrısal
Denizde Ayaye adasına varınca
Onu kumsala çektik ve uykuya
Dalarak tanrısal şafağı bekledik.
Sabah sisi içinde doğan
Gül parmaklı şafak
Elpenor' un yüzüstü yatan ölüsünü
Bulmuştu ilk önce kıyıda.
Martı leşleri ve deniz kabukları arasına
Törenle gömdük onu kederli
Gönülle ve yanık yüzlü şaraptan
İçerek dinledik Kirke'yi.
2.
Tanrıçaların en tanrısalı
Güzel belikli Kirke eyitti :
"Sen Odysseus iki ölümlüsün
Hades'i gördün daha yaşarken
Güneş doğmayan neşesiz ülkeyi
Günlerce karanlıkta kaldın
Çünkü İthaca yaşatıyordu seni
Tanrısal denizde ordan oraya
Bin yıldır aradığın ada...
Konağının sarsılmaz temeli
İkarios kızı Penelopeia
Ve erdemli dölün Telemakhos
Bütün ülkün ve sevgin olan İthaca."
3.
İyi dinle söyleyeceklerimi
Her şeyi olduğu gibi anlatacağım sana
Ki yeni uğursuzluklar yüzünden
Denizler ortasında kalma bir daha.
Önce Sirenlere rast geleceksiniz
Koruyun onlardan kendinizi
Yabansı ezgilerle büyüleneceksin
Ordan çarçabuk uzaklaşmalı ki
Büsbütün yok olmasın İthaca.
Sirenleri aştıktan sonra kürekçilerin
İki yol çıkacak karşına birden
Acaba bunlardan hangisi?
Artık onu orda sen bileceksin!"
4.
Oysa İthaca'yı hiç görmemiştim
Penelopeia yoktu, Telemakhos da,
Ama İthaca kafamda onlardan kurulu idi.
Tanrıçaların en tanrısalı
Kirke'nin bile söyleyemediği
Bu yolu bulup geçeceğim;
Ama ne denli güç olursa olsun
Bilerek varmak istiyorum şimdi
Sirenlerin ezgilerini dinleyeceğim
Dedim ve büyük bir mum peteğini
Tunç hançer ucu ile ezdim çabucak
Tıkadım kürekçilerin kulaklarını bir bir
Orta direğe bağlattım kendimi.
5.
Kürekçilerim hasatsız denizi
Köpürttüler kürekleriyle,
Tez yürüyüşlü gemi gün batarken
Ulaştı Sirenlerin adasına,
Yüreğim kopacak gibiydi
Kanatlanıp uçacak gibiydi, ama
Sirenlerin izi bile yoktu ortada.
Yalnız bir ezgi, ta derinden
Ta içerimden gelen bir ezgi
Başladı yavaş yavaş yükselmeye;
O yabansı, o büyülü türküleri ben
Söylüyordum sağır gemicilere
Yalnız ben duyuyordum Sirenleri.
Kirke, bilge tanrıça, selam sana!
Sağ salim geçtim kendimi.
21 Nisan 2010 Çarşamba
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder