I- Eleni'nin Elleri
Bir gün Eleni'nin elleri geliyor
Her şey değişiyor.
İlk İstanbul şiirden çıkıp yerini alıyor
Bir çocuk ilk gülüyor
Bir ağaç çiçek açıyor.
Eleni' den önce
Daha ben çocuktum daha tütüne daha kahveye alışmamıştım
Sabahları, akşamları bilmiyordum daha
Bir gün bakıyorum akşam ellerimde gözlerimde
Bir gün sabah her yanım.
Eleni geliyor
Dünyaya bakıyorum
Dünya sanıldığı kadar küçük değil o gün anlıyorum
Sanıldığı kadar üzgün değiliz dünyada
O gün bütün şiirleri yakmalı yeniden yazmalı diyorum
Brise Marine'i yeniden
Yeniden Annabel Lee'yi.
Eleni ile anlıyoruz
Bu gökyüzü niçin kalkıp gelmiş
Deniz niçin başını alıp gitmiş onunla anlıyoruz.
Bir gün Eleni'nin elleri geliyor
Bir sokaktan ilk defa deniz görünüyor.
VII. Gökyüzü
Bir bulut İstanbul’un üstünde
Beyaz bulut sarı bulut siyah bulut
Sabahın 5’i
Saint-Antoine’da tıs yok
Biri ne yapmış bu adam diyor
Sonra gene kendi cevap veriyor
Hepimizin uyuduğu saatte
Gökyüzünü çalmış.
Biz ne yapıyoruz
Asıyoruz.
Ha ha
Ha ha
Ne diyor bu kalabalık
Üç gündür dua edemiyoruz
Gökyüzü yok.
Ruhum ipini kopardı
Gökyüzü düştü düşecek.
Ne tuhaf şey şu gökyüzü
Bir mendil gibi
Cebe sığacağını bilmezdik.
Bir kımıldama kalabalıkta
İpi kim çekecek?
Şey diyor biri
Ulan şey
Şey yok.
O gün hiç akşam olmuyor
Sabah hiç bitmiyor.
Galile Denizi'nden
5 Mayıs 2010 Çarşamba
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder