RSS

27 Şubat 2011 Pazar

VINCENT Van GOGH, Theo'ya Mektuplar

2 Mayıs 1889


Gönüllü yazılmak istiyorum; ama (geçirdiğim kaza şehirde bilindiğinden) beni almazlar diye korkuyorum, asıl çekinmemin nedeni de bu, yani burada beni almamaları mümkün ve muhtemel.. Beni beş yıllığına Lejyona sokabilecek bir tanıdık olsa, giderdim.

Ama bunun delilik anında verilmiş bir karar sayılmasını istemem, onun için sana açıyorum, M. Salles'a da söyle ki; gidersem rahat rahat ve iyice düşündükten sonra gideyim...

Belki, diyorum, ama neyse, beni alacaklarını bilsem, giderdim Lejyon'a. Ne var ki bir makine gibi yaşadığımdan beri çekingen ve kararsız oldum.

Ama sağlığım çok iyi ve biraz da çalışıyorum. İki yanında pembe çiçekli kestane ağaçları bulunan bir yolun resmini yapmaya başladım, resimde çiçek açmış küçük bir kiraz ağacı, bir de mor salkım var, parkın patikalarında güneşli ve gölgeli yerler nokta nokta.

Bu tablo, ceviz çevreli bahçe resmine karşılık olur.

Beş yıllık gönüllü gitmekten dem vuruyorsam, sakın sanma ki bunu kendimi feda, etmek ya da bir iyilik yapmak niyetiyle yapıyorum.

Hayatta bir baltaya sap olmadım ve kafam da hem şimdi, hem daha önceden de soyut işliyor, yani başkaları benim için ne yapsa, ben düşünüp de dengeye sokamıyorum hayatımı.

Ama burada hastanede olduğu gibi bir kurala uymam gerekti mi, rahat ediyorum.

Askerlikte de aşağı yukarı aynı şey olur. Şimdi burada akıl hastası ya da saralı olduğumu bildikleri için (hoş duydum ki Fransa’da 50 bin saralı varmış ve yalnız 4000'i göz hapsinde imiş) almazlar herhalde beni, oysa Paris'te Detaille'a ya da Caran d' Ache'a söylemekle çabuk olur belki bu iş. Pek o kadar fena bir şey olmaz (bir yoldur bu da, neyse düşünelim, ama bir sonuca varmak üzere.)

Bu arada elimden geleni yapıyorum ve ne olursa olsun resim de olsa, dört elle sarılıyorum.

Ama resim için harcanan para beni bir borçluluk ve suçluluk duygusu altında eziyor. Buna bir son vermek fena olmaz, elden gelirse.

Hiç yorum yok: