TAFLAN
ne zaman dinecek, ne zaman
bu taflan, bu taflan?
ey uçurum gözlü sevgilim!
ne zaman baksam
bir hiçlik tadı
………………ve ağzından
yıldızlar uçuran
ergin, yeşil ve yabanıl
bir yaz gecesi gibisin
yüzünde yolların gülüşü
ve yaz göğüne ilişkin
bir esenlik üretiyorsun
geçip giden fırtınalardan
ey uçurum gözlü sevgilim!
ne zaman baksam
aşkların büyük yarlarıyla
kuşatılmış görüyorum kendimi
………………safran
ve ezilmiş yazlardan
bakışlarının kıyısız
………………açıklarına
gurbet ve cevahir taşıyan
bir gülüş söylencesi
geçer bir yazdan ötekine
………………derin anlatılardan
ey uçurum gözlü sevgilim!
ne zaman baksam
bir dağın yırtmacından
ince bir dere yatağı
………………gibi kayan
yeşil tenini görüyorum
………………akşam
nasıl da yakışıyor yüzüne
ve sanki bir kayalığın içine
durmadan kendi kendini oyan
bir ferhâd gibiyim ben
ya da pusuda, karanlık
………………bir gül gibi
hem salan hem solmayan
ne zaman dinecek, ne zaman
bu taflan, bu taflan?
ey uçurum gözlü sevgilim!
16 Eylül 2012 Pazar
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder