RSS

23 Mart 2010 Salı

ARTHUR RIMBAUD / ILLUMINATIONS / SARHOŞLUK SABAHI

SEN ey Birtanem! Ey Güzelim benim! O asla sürçmediğim yabanıl ezgi! Perili sehpa! O işitilmedik yapıt için, o güzelim vü­cut için ilk kez, hurra! Çocuk gülüşleriyle başladıydı bu, öyle de bitecek. Bando dönse de, o eski uyumsuzluğumuza kavuş­sak da, bu zehir gene bütün damarlarımıza yerleşip kalacak. Ey şimdi bütün o işkenceleri hakeden bizler! yaratılmış olan vücutlarımıza, ruhlarımıza bu insanüstü sözü coşkuyla bir araya getirdim: bu sözü, bu cinneti! İncelik, bilgiçlik, zorbalık. O aparı aşkımızı getirebilmemiz için, bu iyilik ve kötülük ağa­cını karanlığa gömeceklerini, bu barbarca iylikseverliklerin sü­rüleceğini söz vermişlerdi bize. Kimi tiksintilerle başladı bu, ve işte, - bu ölümsüzlüğün içinde bizi yakalayamadığı için, - korkuların bozgununda sona erdi.

Çocuk gülüşleri, tutsakların saygısı, kızların o yabanıl dav­ranışları, yüzlerin, şu eşyaların. dehşeti, o uykusuz geceyi an­dıkça, kutsayın. Onca yabanlıkla başlamıştı bu, ve işte buz ve alev melekleriyle bitti.

Ey esrikliğin kutsal uyanıklığı! bize armağan ettiğin salt o maske adına bu. Bir yöntem biliyoruz seni! Daha önce de, bizim yaşımızdakilerini de senin kutladığını unutmuyoruz. Zehire inanıyoruz. Her Allahın günü yaşamamızın tümünü birden vermeyi biliyoruz.

İşte caniler çağı!


ÇEV: İLHAN BERK

Hiç yorum yok: