RSS

28 Nisan 2010 Çarşamba

İLHAN BERK / DÜN DAĞLARDA DOLAŞTIM EVDE YOKTUM 1

"Bu kitabın elyazılarıyla yayımlanmasını istemenin nedeni görsellik değildir(görselliğin büyüsünü yadsımıyorum elbet, o nasıl yadsınır ki); bunun çok ötesinde bir şey : yazmak eylemi sırasında pek çok dize (şiir uçları) asıl metnin dışına taşmıştır, atılmıştır. Bunları işte göstermektedir. Okuyanları (okurları diyemiyorum, onları kendimle örtüşmeye götürme hakkım yok) bundan yoksun etmek istemedim.

Öte yandan, gene okuyanlar elyazısında ikinci, üçüncü bir şiirin oluşumunu da bulgulayacaklardır. Belki, son olarak da, yazmak denen cehennemin serüvenini izleyecekler, o labirente inme olanağını bulacaklardır. Hepsi bu."

İlhan Berk


* * *



Bölüm 1

OKTAY RİFAT


Bir "Misafir olmayan deniz"li. *

Herkes gibi bir çocuk. Çöl manzaralarını, balıkları (balıkların gözlerini kırpmadan uyuduklarını daha o zamandan biliyordur), otları, dağ keçilerini, bisikletli kızları sevdi.

Koca yazlarda evlerinin önünde oynadı. Kelebekler, midye­ler, bilyalar topladı .

Sakallı bir çocukken çığrından çıkmış ne kadar kuş varsa bir solukta hepsine öykünürdü.



Bir Simyacı.

Eli bir ağaca değse, ağaç birden en çok ağaç.

Adı Ephesos'un su kemerlerinde bulundu.

Sevdiklerinin elyazılarında seslerini duydu.

Avukat iken suçlara Homeros'da, Hammer'de, Bedrettin'de gerekçeler aradı. **

Şiirlerini dilin yerçekimine karşı yazdı. İmge onda bu yüzden onun adına konuşur.



Şiirin korkunç çocuğu.

Sözcüklere bir pul meraklısı titizliğiyle eğildi. (Hepimizden önce dilin sınırlarının dünyanın sınırları olduğunu buldu.)

Böylece dünyayı evi gibi kullanmaya başladı. Üç güzel adamdan biri. Bir Prens.

Yatağı bilinç altında hep serili durur.

Uzun boylu, kara bıyıklıydı.

Leonardo da Vinci gibi güzel bir gençliği vardı. Güzel elbiseler giyer, güzel konuşurdu.

Saçlarını hep bıraktı, hiç el sürdürmedi. (Kuşlar tarasın diye.)

Gençliğinde Gerçeküstücülerin İstanbul kanadındandı. Ama Niğdeli bir yaprakla giderdi gittiği yere.


Görmüş geçirmiş bir dip su. (Aşklar, avarelikler, çobanıl şiirler, bir cigara içimi geceler, denize doğru konuşmalar. .. )

Hepsi, hepsi yaşayıp ölmek için.

Bir altın çağlı. "Poeta pirata est." mı diyordur? ***

Tarihsel bir gri. ****

Şiiri?

Bir yurttaşlık kitabı.


* Pontus euxinus. Trabzon'da, o yalnız suda doğmaz mı? Öyleyse, dip oda­lar, kapalı gökler, kurşun askerler. ..
** Dünya da Galilei'yi doğrulamak için dönmüyor mu?
*** Şair korsandır.
**** Karartma günlerinde hep yanımızda oldu.



SUNU

1988'de, ölümü işbaşında, kapısının önünde karşıladı. O bildiğimiz tavrını koydu.

"Sözüm bitti, yola koyulabilirim artık." mı diyordu?

Öyle olacak. Dünyanın yaşamından bir dakika geçiyordu, onu gördü!

- O gün, Üsküdar'dan hiç gökyüzüne baktınız mı?

Hiç yorum yok: