RSS

7 Mayıs 2010 Cuma

İLHAN BERK / LITTERA AMOR, I

(bindokuzyüzseksenyılındaonüçtemmuzcumagünühalikarnassosda inmiştir)




Biliyor musun bu akşamüstlerinde ne zaman sizi düşünsem, usuma Lokman’ın Zübdet-ü Tevarih’de I. Mahmut’a (o ünlü mühür kazıcı padişahımıza) karanfil tutan cariye gelip vurur. Eşyanın duru tadında, uzun boylu, uzun yüzlüdür. Yininin korkunç beyazlığı, kapalı, donuk güzelliği, insana cinayetler, kıyımlar, kötücül kutup çiçeklerini düşündürür. Çılgın sevinin ta kendisiyken, öylesine durgun, ezik, solgundur. Sanki bu dünyada değilmiş, bu dünyada hiç olmamıştır.

Ben işte ne zaman sizi düşünsem, bu minyatürü açar bakarım. Onda birden sizi görürüm. Başım döner, bir yerlerde bir şeyler duyarım. O zaman gelir yininin karasevdalı yalımına bırakırım kendimi. Birden aşağılarda bir şey silinir, bana uzak ülkeler, bana denizler, yabanıl meyveler, otlar, kokular bağışlayan o duru, suskun beyazlığınızla kalırım. Hem yalnız ben değil, dünya da, dünyada nice şey de yeryüzünde olduğunu unutur, bu yerküreye yeni gelmiş sanır kendini. Böylece her şey sizin yalın, arı beyazlığınıza bürünür kalır. O zaman işte bana sedir ağaçları, bana eski ceviz sandıklar, lavanta çiçekleri, bin yıllık ağaçlar gibi kokarsınız. Bakamam size. Bakamam çünkü birden her şey aşka dönüşmüştür. Göğül yüzünüz esrir, yeniden belirdiğinde, yeniden umarsız beyazlığınızlayımdır. Durur zaman. Ama ben o duran zamanın içinde, hep onun içindeymişim gibi (bilemiyeceğiniz) kadar mutluyumdur.



Deniz Eskisi'nden

Hiç yorum yok: