RSS

23 Mart 2010 Salı

ARTHUR RIMBAUD

ARTHUR RIMBAUD - ILLUMINATIONS
Çev: İlhan Berk / Yeditepe Yayınları / 1971



ÖNSÖZ VE HAYATI

Rimbaud çevirisinin Türkçede yarattığı güçlüklerin başında dil geliyor. Rimbaud'nun Illuminations'da kullandığı dili Türkçede yaratmak güçtür. Ncdeni de dilimizin, özellikle de öztürkçenin, bu dili karşıla­yacak kadar işlenmiş olmamasıdır. Rimbaud çok işlenmiş büyük bir dilin bütün olanaklarını kullanıyor. Ayrıca bugünkü dilimiz, Fransız dilindeki gibi, birkaçı bir yana, büyük ozanlarını henüz vermemiştir. Dilin büylesine yeni olanaklarını denememiş olmamız Rimbaud çevirilerini zorlaştırıyor. İşte bu güçlükler sonucu Rimbaud çevirileri, Türkçede aslındaki o büyük gücü aktaramamakta. Öte yandan, mensur şiir Türkçemizin enine boyuna işlediği bir tür de değildir. Oysa Rimbaud asıl bu tür yapıtlarıyla büyüktür. Rimbaud bu tür şiirlerinde usu sar­san, allak-bullak eden, kimi yerde de ona karşı çıkan yeni bir dil kul­lanır. Türkçede bu dili bulmadıkça çeviriler düzyazının alanına kolay­lıkla düşer. Belki de bunun için Rimbaud'dan yapılan çeviriler, çoğun koşuk şiirlere yönelmiştir.

Rimbaud çevirisinin yarattığı güçlükler yalnız dilden de gelmiyor.

Dili bilmek yetmiyor: Rimbaud'ya açık olmak da gerekiyor. Bunun için olacak, Rimbaud çevirileri bütün dünyada tartışmalara yol açıyor. Yine bu nedenle pek çok Rimbaud yorumcuları çıkmıştır. Daha çok anlamdan gelen bu güçlük Fransızlar için de çözülmüş bir sorun de­ğildir. Illuminations bu yüzden Fransa'da da, dünyada da azınlığın bir kitabıdır. Öte yandan, bir şiirin çevrilmesi ise önce anlaşılmasıyla sıkı sıkıya bağlı. Ancak anlaşıldıktan sonra çevirinin o kör, belâlı, nankör alanına girilir.

Rimbaud çevirisinin dil, anlam güçlüğünden sonra ortaya koyduğu üçüncü güçlük de yapı güçlüğü. Rimbaud'nun bu kitabındaki biçim­ler alışılmış yapılar değildir bizim için. Çağdaş şiirimizin yeni yeni açık olduğu yapılardır. Bir dilde böyle yapılar yoksa, çevirmen büyük büyük güçlüklerle karşılaşır. Şiirin aslına yakın bir yapıyı veremezse, şiir şiir olmaktan çıkar. Ölçülü şiirin öğeleri bir dilden bir dile bütün bütün aktarılmaz şeyler değildir. Bunun da nedeni ölçülü şiirin yapısı az çok bir kural koyar. Ama düzyazı biçimindeki şiirin yapısı hiç bir ortak kural koymaz. Kendi kendisinin koyduğu, bir çeşit kural dışı bir yapı­dır bu. İşte bu yapıyı yakalamak, bu biçime yakın bir biçim koyabil­mek büyük bir çaba ister. Çünkü bu yaratının alanına girmektir.

Bu çeviride anlam güçlüklerine rastlandıkça çeşitli Rimbaud yo­rumcularının yorumlarına ve şiirlerin İngilizce çevirilerine başvurul­muştur. Bunların belli başlıları da şunlardır:

Rimbaud, İlluminations / Translated by Louis Varése (A new directions peperbook) / H. de Bouillane de Lacoste: Rimbaud et le probléme des İllumunations (Mercvre de France)

Yorumcuları: Emile Blemont, Pierre Louys, Ver­laine, Ernest Delaye, Gorges İzambard, Etimble.





ARTHUR RİMBAUD

1854
Rimbaud doğar (Chareville). Victar Hugo 50, Baudelaire 33, Mallarme 12, Verlaine 10 yaşında. Rimbaud'nun babası asker olduğu için görevinin büyük bir bölümünü Cezayir'de yapar. Askerlik üstüne birçok yazıları ve Fransızcaya çevirdiği bir Kuran çevirisi vardır. Rimbaud da daha sonra Arapçaya merak edecektir. Annesi bir çiftçi ailesindendir. Sert, haşin bir kadıncağızdır, Rimbaud üzerindeki etkisi büyüktür. Rimbaud altı yaşındayken babası Cezayir'e atanır. Rimbaud babasını bundan sonra bir daha görmez.


1862
Rossat okuluna başlar. Burada on yaşındayken ilk öyküsünü yazar: Le Soleil était encore chaude . Latinceye, Yunancaya çalışır. Latince şiirler yazar.


1869

Okuldayken Latince şiir armağanını kazanır. Yine bu sıralarda ilk şiirini yazar: Les Etrennes des Orphelins. 1870'de de bir dergide yayımlanır.

1870

Sonradan gerek kişiliği, gerekse şiiri üzerinde büyük etkileri görülecek olan Geoges Izambard onun öğretmeni olur. Günün en önemli dergilerinden biri olan Parnasse Contemporain'e şiirlerini yollar, ya­yımlanır. 29 Ağustos'ta Paris'in yolunu tutar, ama tren parasını vere­mediği için tutuklanır. İzambard'a yazar, ondan yardım ister. Yeniden geldiği yere döner. On gün sonra Charleroi'ya, bir gazetede çalışmak üzere yola çıkar, bir sonuç alamayınca yeniden Charleville'e döner.

1871

Charleville'deki kitaplıktan çıkmaz. Sosyalizm, büyücülük, kimya ve açıksaçık hikayelere merak sarar, durmadan onları okur. Bir kez daha Paris'in yolunu tutar, on beş gün kadar kalır, yoksulluk çeker. Baba ocağına yaya döner. Bu sıralarda İzambard'a şiir üstüne en önem­li mektuplarından biri olan Lettre du Voyant'ı yazar. Bu mektupta Rimbaud ozana büyük görevler yüklemekte, onu bir peygamber gibi görmektedir. Us düzenini de bu mektubuyla yadsır gibidir. Verlaine'e bir mektup yazarak Başkente gelmek, ora ozanlarıyla tanışmak iste­diğini söyler, o da onu Paris'e çağırır. Önce Varlaine'in sonra da Ban­ville'in konuğu olur. Kilise duvarlarına Tanrıya Ölüm diye yazar. Paris'te türlü rezaletler çıkarır. Herkesle kavga eder, küfürün bini bir para­dır. Paris'e gelirken ünlü Sarhoş Gemi şiiri de cebindedir.

1872

Rimbaud ile Verlaine artık her gün birliktedirler. Quartier Latin'­deki kahvelerden çıkmazlar. Verlaine eve uğramaz olur. Oysa sekiz aylık bir çocuğu vardır, karısıyla boğaz boğaza gelir. Birlikte yolculuklara başlarlar. İlkin Arras'a giderler. Durmadan içip, rezaletler çıkarırlar. En önemli şiirlerini bu sıralarda yazar. Her çeşit içkileri dener. Es­rar çeker. Illuminations'lara başlama çağıdır bu. Yeniden Paris'e döner­ler, oradan Brüksel'e, Ostende'a, daha sonra da Londra'ya giderler. Birçoklarına göre, Illuminations bu sıralarda yazılır. Paraları olmadı­ğı için Rimbaud, Fransızca dersleri vererek geçinir. Rimbaud'nun an­nesiyle Verlaine'in karısı durmadan mektuplar yazarak onları Fran­sa'ya dönmeye zorlarlar. Rimbaud, annesinin mektubuna dayanamaz, döner.

1873

Verlaine, Londra'da hastalanır. Annesine mektuplar yazarak Rim­baud'yu Londra'ya çağınr. Rimbaud yeniden Londra'ya döner. Yeniden Londra'daki eski hayatları başlar. Rimbaud yeniden Fran­sa'ya dönüp bir çiftlik evinde "Cehennemde Bir Mevsim" adlı kitabını yazmaya başlar. Yine Londra. Yine kavgalar. Verlaine Brüksel'e kaçar. Rimbaud arkasını bırakmaz, orada onu bulur. Aynı odada kaldıkları bir gece adamakıllı kavga ederler. Verlaine Rimbaud'ya ateş eder, Rimbaud yaralanır. Verlaine iki yıl hapis cezasına çarptırılır.


1874
Londra'da ders vererek yaşar. İlluminations'ı ycniden gözden geçi­rir. Germain Nouveau ile arkadaş olur.

1875 - 80
Almanca öğrenmek için Almanya'ya gider. Oradan İtalya'ya geçer. İspanyolcaya, Arapçaya, İtalyancaya çalışır. Alman ordu birliğine yazı­lır, sekiz yıllık bir anlaşma yapar, ama üç hafta sonra bırakıp Fransa'ya döner. Viyana'ya, Hollanda'ya, Danimarka'ya gider. Sonra Kıbrıs'a, ora­dan da Harrar'a geçer. Bir acentada çalışır. Daha sonra kendi başına silah ticaretine girişir. Teknik kitaplara merak sarar. Para kazanır.


1881
Bardey ticarethanesiyle bir anlaşma imzalar. Esir ticaretiyle uğra­şır. Epeyce para yapar, ailesine gönderir.

1883
Sıkılır, yeni ülkeler, yeni insanlar görmek ister. Ogadine'in bilin­meyen bazı bölgelerini keşfeder. Bu konuda bazı yazılar yazıp bir coğraf ya dergisine gönderir. Bu sıralarda La Vogue dergisinde İlluminations'dan bazı parçalar yayımlanır. Bundan sonra da edebiyatla hiç bir ilgisi kalmaz.

1891
Sağ bacağında ağrılar başlar, günden güne de artar, hastahane has­tahane dolaşır. Sonunda Marsilya hastahanesine yatar. Hastalığı daha da artar. Kız kardeşi başından ayrılmaz. 10 Kasım'da kangrenden ölür.


İLHAN BERK

Hiç yorum yok: