RSS

23 Mart 2010 Salı

ARTHUR RIMBAUD / ILLUMINATIONS / TUFANDAN SONRA

Çeviri: İlhan Berk


TUFAN düşüncesi durulur durulmaz,

Evliya otlarıyla kımıl kımıl çançiçekleri arasında bir tav­şan durdu, örümcek ağlarının arasından ebemkuşağına ya­kardı.

Ey! saklanan kıymetli taşlar, - çoktandır bakıp duran çiçekler.

Büyük, pis sokağa kasap dükkanları kuruluverdi; gravür­lerdeki gibi o kat kat denize doğru kayıklar çekildi.

Mavi - Sakal'ın evinde, - mezbahalarda,- pencerelerini güneşin sararttığı cambazhanelerde, kan boşandı. Kan, süt ak­tı durdu bütün.

Yuvalarını kurdu kunduzlar. Kahvelerde «kahveler» tüttü durdu.

Camlarından hâlâ su sızan koca evin yaslı çocukları o eş­siz resimlere baktılar.


***

Bir kapı çarptı, - köy alanında, çocuk gürül gürül sağa­nağın altında, fırıldakları, her yandaki çan kulelerinin rüzgâr gülleriyle dolu kollarını döndürdü durdu.

Bayan Alplere bir piyano yerleştirdi. Kilisenin o yüz binlerce mihrabında, ayin yapıldı, ilâhiler okundu.

Kervanlar yola düzüldüler. Buzlar ve kutup gecesinin kaos'unda Splendide Hôtel'i kuruldu.

Kekik çöllerinde uluyan çakılları, - meyve bahçelerinde homurdanan tahta pabuçlu kır tanrıçalarını daha ilk o zaman işitti Ay. Sonra, tomurcuk yüklü, mor, o ulu ormanda Eucha­ds, ilkyazın geldiğini söyledi bana.

-Sağırlar, durgun sular, - Köprünün, ormanların üstle­rinden akıp gidiyor köpük; - Kumaşlar, organlar, - şimşekler, gök gürültüleri, - yükselin, akın; - Sular ve acılar, yük­selin, daha bir artırın Tufanları..

Onların dağılıp gittiğinden beri, - siz ey gömülen eşsiz taşlar, açılmış çiçekler! - dayanılır gibi değil bu! - ve o kra­liçe, saksıda ateş yakan Büyücü kadın, bilmediğimiz o nice şeyi hiç bir zaman bize tutup anlatayım demeyecek.


ÇEV: İLHAN BERK

Hiç yorum yok: