RSS

23 Mart 2010 Salı

ARTHUR RIMBAUD / ILLUMINATIONS / YAŞAMALAR

I

EY o koca caddeleri kutsal ülkenin, taraçaları o tapınağın!

Bana atasözlerini açıklayan o Brahman'a ne oldu? O çağlar­dan, o yerlerden, hâlâ o ihtiyar kadınları görüyorum! Gümüş saatleri, nehirlere karşı güneşi, dostun omuzumdaki elini, sonra o baharat kokulu odalarda ayak üstü sevişmelerimizi hatırlı­yorum. - Düşüncemin yöresinde kızıl güvercinlerin uçuşu görülüyor. - Buraya sürülmüş, bütün edebiyatların o ölümsüz oyunlarını oynayacak bir sahnem oldu. Size o duyulmadık zen­ginlikleri bir bir göstereceğim. Bulduğunuz o gömülerin tari­hini inceliyorum. Sonrasını görüyorum! Kaos'leyin hor görü­lüyor işte erdemliğim. Sizi bekleyen şaşkınlığın yanında nedir ki benim yokluğum?



II

GELMİŞ geçmiş bütün bulmanların üstünde bir bulma­nım ben; aşkın anahtarları gibi bir şeyler bulmuş bir ezgici hem de. Şimdilerde, tok bir gökyüzüyle cılız bir toprağın ağası olan ben, o dilenci çocuklukla çömezlikle ya da o takunyalarla ge­lişle, tartışmalarla, o beş altı kezlik dullukla ve kalın kafalığımdan arkadaşlar kadar sesimi yükseltemediğim o birkaç dü­ğün anılarıyla heyecanlanmayı deniyorum. Yakıyorum o es­ki ilahi sevinç payımdan yana: bu kaba toprağın yalın havası benim amansız şüpheciliğimi eni konu besliyor. Ama bu şüp­hecilik bundan böyle uygulanmayacağına ve ben de zaten yeni bir acıya, yıkıma bel bağladığıma göre, - Korkunç bir deli olup çıkmayı bekliyorum.



III

ON iki yaşımda, beni kilitledikleri bir tavan arasında tanı­dım dünyayı, insanlık komedyasını resimledim. Bir kilerde öğ­rendim tarihi. Bir kuzey kentinin gece eğlencelerinde, eski res­samların bütün kadınlarına rastladım. Paris'te, eski bir dar sokakta bana bütün geçmiş çağların bilimlerini öğrettiler. Do­ğu'yla dopdolu güzelim bir evde, yüce yapıtımı tamamlayıp ulu emekliliğimi geçirdim. Kanımı karıştırdım durdum. Öde­vim geri verildi bana. Bunu hiç düşünmemeli artık. Öbür dün­yalı biriyim ben aslında, işim gücüm yok.


ÇEV: İLHAN BERK

Hiç yorum yok: