Senin yaranı çağırıyorum yardıma, senin ülser yaranı,
üstüne tuz serpilmiş yaranı,
ey benim Filistin'im,
cevap versene!
Yardıma çağırıyorum, bağırıyorum avaz avaz,
erit beni, erit beni yaranın içinde,
dök beni, serp beni!
Oğlunum ben senin,
bıçak altındaki boyun!
Tatlı esintisi altında yaşıyorum,
ereğin, gelecek günlerin.
Yaşıyorum
zeytinliklerimde, ormanlarda.
Yazıyorum eşkiyalar için
şiirlerin en şekerini.
Yazıyorum mutsuzlar için,
yoksullar için .
Batırıyorum kalemimi
nişan tahtasına yüreğimin,
batırıyorum damarlarıma.
Çelik duvarları kemiriyor,
ekim rüzgârlarını içiyorum,
yudum yudum.
Parçalıyorum şiirlerle,
bıçak gibi keskin,
parçalıyorum suratlarını
beni ezenlerin.
Sırtımdaki bu yük
bir gün çökertirse omuzlarımı,
atacağım sırtıma
kayalardan koparılmış
bir yüklük.
Ey Filistin!
Ağzına kadar
yeşil soluğumla dolu,
durmadan çalan
zurnam benim!
Şarkılarım,
çöllerde dikilmiş
kara çadırların
direği.
Ve raksımın tatlı iniltisi,
duyduğu özlem
kendi insanlarına
toprağın.
Orada.
Karşı kıyıda.
(Çev. A. Kadir - Süleyman Salom)
28 Mart 2010 Pazar
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder