RSS

4 Temmuz 2010 Pazar

CAHİT SITKI TARANCI / ARKADAŞLARINDAN…

FAZIL HÜSNÜ DAĞLARCA

1976 / Milliyet Sanat


Cahit Sıtkı Tarancı'yla, Cumhuriyet gazetesinde, Peyarmi Safa'nın odasında tanıştım. Peyami Safa, o sıralarda "Kültür Haftası" adlı bir dergi çıkarıyordu. Dergiye şiir vermek üzere gittiğim bir cumartesi günü resimlerindeki Cahit Sıtkı'yı koltukta oturur buldum. Birkaç dakika sonra birbirimize kardeş gibi ısınmıştık. Peyami Safa'nın odasından birlikte çıktık.

Cahit Sıtkı'yı sık sık eski evlerinde görmeye gider, tek başına oturur bulurdum. Yine bir gün Nektar'da (Beyoğlu'nda, Balıkpazarı sokağına girerken sağda, şimdi ayakkabı mağazası olan yer) (?!?) caddeye bakan bir pencerenin önünde otururken gördüm, yanına gittim. Bir iki mezeyle yarım şişesini içiyordu. Onunla, dört santim eninde uzunca bir kağıt parçası vardı. Yazdığı dizeleri okudu. Birlikte içmeye başladık.


Cahit, şiir yazmak için yer seçmezdi. Orada da çalışmalarını sürdürüyor, arada bir önündeki kağıdı alarak bir sözcüğü ya da bir dizeyi değiştiriyordu. Şiir yazarken en çok dilin geleneksel sağlığını gözettiğini seziyordum. Bir sözcüğün bunca yıldan beri nerelerde kullanıldığını, nasıl kullanıldığını araştırıvor. o dil esenliğini bulmak istiyordu.

Bence, Cahit Sıtkı'nın şiirdeki gerçek başarısı budur. Belki otuz içki evinde, onun yukarda anlattığım biçimde şiir yazdığını görmüşümdür.

Ölümünün 20. yıldönümünde, rahmetli kardeşimi sevgiyle anarım.*

Hiç yorum yok: