RSS

15 Şubat 2011 Salı

ARTHUR RIMBAUD / ZAMAN VE MEKÂN

ZAMAN VE MEKÂN


Tıpkı gündüz rüyası olan hayallerdeki gibi geçmiş, şimdiki ve gelecek zaman arzu teli boyunca sıralanır. Değişik zamanlar kadar, değişik mekânlar da birbiri üstüne biner. Bu Mevsim Yüzme Havuzu şiirinde havuzda yıkananlar, İsa'nın kutsadığı yoksullara, sakatlara dönüşür.

Deniz burnundaki bir otel (Burun) ya da eski bir yapı onu alıp Kartaca'ya götürür.

Barbar (Yıkıcı) şiirinde çadırlarda yaşayan atalarının yanındadır. Kötü Kan'da da aynı özlemi dile getirir.

Kentler II'de zamanın Londra'sı eski Londra ile kaynaşır.

Teker İzleri ve Sahneler çocukluk günleridir, çadır tiyatrolarında gördüğü oyunlardır.

Eski'de şimdiki zamanla gelecek zaman birleşir, özgür yaşam gerçekleşir: "Gezin gece, o kalçanı, o ikinci kalçanı ve sol baldırını oynatıp tatlı tatlı".



Krallık şiirinde bir düş gerçek olur, bilinçaltı ve bilinç bir araya gelerek şimdiki zamanla gelecek zamanı çakıştırır: "(...) bir erkekle bir kadın bağırıyorlardı meydanda: 'Dostlarım ece olsun bu kadın!', 'Ece olmak istiyorum!' (...) bütün bir sabah (...) bütün bir öğlen sonrası gerçekten kral oldular".



BİÇİM

Paul Demeny'ye yazdığı mektupta şairden söz ederken "öteler'den getirdiği şeyin biçimi varsa o da bir biçim sunacaktır, biçimi yoksa o da biçimsiz verecektir" diyor.

Şunu anlıyoruz: Şiirde biçim ille de klâsik biçim değildir. Her şiir ya da her söz kendi biçimini beraberinde getirir. Söz ya da dize klâsik "forme"u taşacak durumdaysa onu bir çerçeve içinde tutsak etmemek gerekir. Rimbaud'nun sözünü ettiği "biçimsizlik" gerçek anlamda şiirin ya da sözün kendi getirdiği yeni biçimdir, Illuminations'daki şiirler gibi.

Rimbaud Dizeler'inde, yani ilk şiirlerinde eski biçimleri dener. Dizeler giderek özgürleşir, örneğin Mayıs Sürgünleri'nde uyağı tümüyle atar, bazı şiirlerinde anlamı feda etmemek için ölçüyü de aksatır.

Gemicilik ve Devinim'i ise tümüyle özgür dizelerle yazar. Rimbaud'ya serbest şiirin kurucusu diyebiliriz. Cehennemde Bir Mevsim ve Illuminations'taki yapıtlar ise uyakların içe atıldığı düzyazılmış şiirlerdir.


Erdoğan Alkan

Hiç yorum yok: