RSS

28 Mart 2011 Pazartesi

GÜLTEN AKIN

SANATIN İŞLEVİ 2


Sanat, insan yaşamının parçasıdır. İnsanla başlamıştır. Yaşamını sürdürmek için doğaya üstünlük sağlamak, doğayı değiştirmek gereksinimini duyan insan, taşa biçim veriyor, gereç yapıyordu. Gereç doğadan seçilmiş, değiştirilmiş bir nesneydi. Seçilen ve değiştirilen bu nesne ise, insan doğasını değiştiriyor, anlağını geliştiriyordu.

Zihinsel gücün gelişmesi daha yetkin gereçler oluşturmayı sağlarken, insan doğanın uçsuz bucaksızlığını, zor yenilir oluşunu da birlikte kavrıyordu.

İşte sanatın gerekli olduğu yer.

İnsanın doğayı ve yaşamı değiştirdiği, üretim ilişkileri içinde kendisi de durmaksızın değişerek, bu değiştirmenin boyutlarını genişlettiği yerde, kefenin kendinden yana olanına bir ağırlık koyması gerekiyordu. Bu ağırlık sanattır.

Sanat, bir yandan insanın dünyayı değiştirmesinin simgesi, öte yandan, aynı yolda geleceğe dönük bir göstergesidir.

Gombrich'i "sanat yoktur, sanatçılar vardır." demeye kadar vardıran bunun sezgisidir işte.

Yaşadığı mağarayı geyik resimleriyle donatan kişi, bir yandan geyiği avladığını, ona egemen olduğunu belirtmiş, öte yandan yeni avlar için kendine güç katacak bir küçük görüntü, sürekli kullanılan deyimiyle, bir büyü sağlamış oluyordu. Resimlerle, yontmalar, duvar oymaları, dua sözleri, ritmik edimler ve ezgilerle başlayan sanat, hiç kuşkusuz yaşamın bir parçası olagelmiştir.

Sanat, doğrudan üretimde kullanılan nesnel bir gereç olmamıştır. Şimdi de değildir. Onunla ağacı yontamaz, tavşanı avlayamaz, dünyanın bir ucundan öteki ucuna gidemez, savaşı durduramaz, sömürüyü ortadan kaldıramazsınız. Ama onsuz da yapamazsınız bunları. Sizi şaşırtan, aldatan, sanatın yaşamdan kopmuş, üretim ilişkilerinin dışına düşmüş, uyduruk görüntüleridir.

Sanatın, üretim ilişkileri içinde, yaşamdan başlamış, insan beyninin nesnelliğinden geçmiş, yaşama dönmüş ve dönüşmüş bir gereç olduğunu kavradığımız için, onun emekle ve emekçiyle olan sıkı ilintisini de kavrıyoruz.

Bizim yeğlediğimiz sanat, dünyayı emeğiyle değiştirenlerin onsuz edemiyeceği sanattır. Yoksa, yozlaşmış, duruk, donuk ürünleri değil. Yeğlediğimiz sanatçı ise “düşüncesi tıpkı bir pusula ibresi gibi, hep halkın çıkarları yönüne dönen” dir.


Demokrat 29 Aralık 1979'da yayımlanmıştır.

Hiç yorum yok: