RSS

3 Şubat 2010 Çarşamba

WİLLİAM SHAKESPEARE - JULİUS CAESAR

JULİUS CAESAR
Metni Çev: Sabahattin Eyuboğlu



Caesar Roma'ya zaferle dönünce, halk önünde üç kez krallık tacı sunulur kendisine, üçünde de kabul etmez Caesar. Ama Cassius, daha çok Caesar'ı kıskandığı, biraz da Roma için kaygılandığından, Caesar'a karşı Brutus'u kışkırtır. Brutus da, Caesar'ı sevdiği halde, Roma'yı daha çok sevdiği için Caesar'a karşı koymaya karar verir


BRUTUS:
Ölmesi gerekiyor, başka yolu yok.
Benim hiç bir çıkarım yok ona saldırmakta
Halkın yararından başka. Taç giymek istiyor;
Ne değişiklik yapar onda bu, kestirmek mesele.
Kara yılanı parlak günler çıkarır ortaya;
Adımını sakınarak atar insan o günlerde.
Taç giydirmek ne demek? Zehirli bir ok
Vermiş oluyoruz eline: Dilediği zaman
Belâ kesilebilir başımıza bununla.
Büyüklük ne zaman kötüye kullandırır kendini:
Vicdanı devlet gücünden ayırdığı zaman.
Doğrusu, bugüne dek görmedim Caesar'ın
Akımdan çok tutkularından yana gittiğini.
Ama herkesin bildiği denenmiş bir şeydir:
Aşağıda olanların yükseklerdedir gözü;
Merdiven çıkanın yukarıya çevriktir yüzü;
Ama son basamağa ulaştı mı bir kez
Merdivene çevirir sırtını, bulutlara bakar,
Hor görüp birer birer basıp çıktığı basamakları.
Caesar da böyle yapabilir:

Yapar korkusuyla durmalıyız önünde.
Bugünkü Caesar'la cenkleşmenin
Haklı bir anlamı yok denirse, şöyle düşünmeli:
Şimdiki Caesar, daha güçlü bir Caesar olursa
Şu ya da bu taşkınlıklara düşebilir.
Onun için bir yılan yumurtası saymalı onu:
Cinsi gereği yarın zehirli olacak bir yumurta,
Ve daha kabuğundayken öldürmeli.

IIP, IS




Caesar'a baş kaldırmak isteyenler Brutus'un evinde toplanırlar. Caesar'la birlikte Antonius'un da öldürülmesini öneren Cassius'a der ki Brutus:

BRUTUS:
Yolumuzu fazla kanlı görebilirler, Cassius,
Başla birlikte kolu bacağı da kesersek,
öldürünce kan sarhoşluğuna tutulanlar gibi.
Antonius Caesar'ın kolu, bacağıdır sadece.
Kurban kesmekle kalalım, kasap olmayalım, Cassius;
Bizler Caesar'ın düşüncesine karşı ayaklandık,
insan düşüncesindeyse kan yoktur.
Ah ne olurdu, Caesar'ın canına kıymadan
Caesar'ın düşüncesini al aşağı edebilseydik!
Ama, ne yazık ki,
Kanı akması gerek Caesar'ın. Bari, dostlarım,
Yüreğimiz sarsılmadan öldürelim onu,
Yüreğimiz kinle dolu olarak değil.
Tanrılara kurban keser gibi vuralım onu
Köpeklere atılacak et doğrar gibi değil.
Kullarını kanlı bir işe kışkırtıp
Sonra nerdeyse azarlayan
Akıllı efendiler gibi davransın yüreklerimiz.
Böylece hınç değil, ödev duygusu
Yöneltmiş olur gördüğümüz işi.
Halk o zaman birer katil değil
Hakkı yerine getiren insanlar sayar bizi.


IIP, IS


Ertesi gün, yani Mart'ın onbeşinde, Capitol'da Caesar'ı öldürmeye karar verirler. Uğursuz belirtiler yüzünden belki sokağa çıkmak istemez diye, Caesar'ın evine gelirler suikastçiler. Karısı Calpurnia gece kötü bir düş gördüğünden, Caesar'ın evden ayrılmasını istemez:



CALPURNİA
Dilenciler ölürken kuyruklu yıldız görünmez:
Büyüklerin ölümü tutuşturur gökleri bile.


CAESAR
Korkaklar ölmezden önce ölüp dururlar...


IIP, 2S




Kâhin «Mart'ın onbeşinden sakın» diye kendisini uyardığı halde, suikastçiler ona taç giydirileceğini söyledikleri için dayanamaz, Capitol'a gitmeye razı olur Caesar. Ve Capitol'da suikastçiler hançer üşürürler üstüne.

Brutus'un da hançerlediğini görünce:


«Sen de mi Brutus? Öyleyse yıkıl Caesar!»

diyerek ölür. Ortalık karışır; Antonius evine kaçar, derken suikastçilerle görüşmeye gelir. Caesar'ın ölüsünü götürmek ve halka bir konuşma yapmak için izin ister. Cassius kuşkulanır, Brutus ise bunda bir sakınca görmez; yalnız, forumdaki kürsüden önce kendisi konuşacaktır, sonra da Antonius.



BRUTUS
Sabırlı olun sözüm bitinceye kadar. Romalılar, yurttaşlarım, dostlarım, dinleyin anlatacaklarımı ve ses çıkarmayın ki duyasınız beni. Şerefim adına inanın bana; şerefime saygınız olmalı ki inanasınız bana. Aklınızla yargılayın beni; can kulağınızı da açın ki iyi birer yargıç olasınız. Bu toplulukta Caesar'ı çok sevmiş biri varsa derim ki ona, Brutus'un Caesar'a sevgisi daha az değildi onunkinden. Öyleyse neden Caesar'a karşı ayaklandın, derse bu dost bana şu karşılığı veririm: Caesar'ı daha az sevdiğim için değil, Roma'yı daha çok sevdiğimden.

Caesar yaşayıp da hepinizin köle olarak ölmeniz mi daha iyi, yoksa Caesar ölüp de hepinizin hür insanlar olarak yaşamanız mı? Caesar beni severdi, ağlarım onun için; mutluluğa ermişti, sevinirim; bir kahramandı, saygı duyarım; ama tutkuya kapıldı, öldürürüm.

Sevgisine gözyaşı, mutluluğuna sevinç, yiğitliğine saygı, tutkusuna ölüm. Köle olmayı isteyecek kadar aşağılık biri var mı burda? Varsa söylesin: Ona kötülük ettim. Romalı olmayı istemeyecek bir odun kafalı var mı içinizde? Varsa söylesin: Ona kötülük ettim. Yurdunu sevmeyecek kadar alçak biri var mı burda? Varsa söylesin: Ona kötülük ettim. Var mı öylesi, soruyorum?


YURTTAŞLAR
Yok, Brutus, yok öylesi!

BRUTUS
Öyleyse kötülük etmedim kimseye. Ben Caesar'a, sizin Brutus'a yapabileceğinizden fazlasını yapmış değilim. Ölümünün hesabı Kapital'de yazılıp dürülmüştür. Ne hakettiği yerde şanı şerefi küçültülmüş, ne de ölmesini gerektiren suçları büyütülmüştür.

(Antonius ve başkaları Caesar'ın ölüsüyle girerler.)

İşte getiriyor ölüsünü Marcus Antonius. Onun eli yoktu bu işte, ama o da yararlanacak Caesar'ın ölümünden, bir yeri olacak devlet işlerinde. Hanginizin olmayacak zaten? Son sözüm şu size: Beni en çok seven insanı nasıl Roma uğruna vurdumsa, aynı hançeri kendime saklıyorum, yurdum için ölmem ne zaman gerekirse.


YURTTAŞLAR
(bir ağızdan)
Yaşasın Brutus! Yaşa! Varol!


Sonra Antonius çıkar kürsüye:



ANTONİUS

Dostlarım, Romalılar, yurttaşlar, dinleyin;
Ben Caesar'ı gömmeye geldim, övmeye değil.
İnsanın ettiği kötülük yaşar ardından,
İyilikleriyse toprağa gider kemikleriyle.
Bırakın, öyle olsun Caesar için de.
Soylu Brutus muhteris dedi Caesar için:
öyle idiyse, ağır bir suç bu,
Ve Caesar bütün ağırlığıyla ödedi suçunu.
Burada Brutus ve ötekilerin izniyle
(Çünkü Brutus şerefli bir insandır)
Konuşmaya geldim Caesar'ın cenazesinde.
Dostumdu; vefalı ve dürüsttü bana karşı;
Ama Brutus muhterisdi diyor:
Brutus şerefli bir insandır.
Caesar nice esirler getirdi Roma'ya.
Fidyeleriyle devlet hazineleri doldu:
Bundan ötürü mü muhteris göründü Caesar?
Fakirler ağlayınca gözleri yaşarırdı;
Bir muhteris daha katı yürekli olsa gerek,
Ama Brutus muhterisdi diyor,
Brutus'sa şerefli bir insandır.
Geçen bayram hepiniz gördünüz,
Krallık tacını üç kez sundum ona,
Üçünde de almadı. İhtiras denir mi buna?
Ama Brutus muhterisdi, diyor;
Brutus'sa şerefli bir insandır, şüphesiz.
Ben Brutus'a karşı konuşmuyorum, hayır;
Bildiğim kadarını söylüyorum yalnız.
Hep sevdiniz onu bir zamanlar,
Boşuna değildi elbet sevginiz;
Sonra ne oldu da yanmıyorsunuz ölümüne?
Ey Düşünce, yırtıcı hayvanlar arasına kaçmışsın;
İnsanlar yitirmiş akıllarını... Bağışlayın beni;
Yüreğim şurada şimdi, Caesar'ın tabutunda:
Konuşamam dönünceye kadar bana.

BİRİNCİ YURTTAŞ
Hiç de haksız gelmedi bana söyledikleri.


İKİNCİ YURTTAŞ
Doğrusunu düşünürsek bu işin
Büyük haksızlık Caesar'a yapılan.


ÜÇÜNCÜ YURTTAŞ
Öyle mi dersiniz?
Korkarım gelen gideni arattıracak.


DÖRDÜNCÜ YURTTAŞ
Duydunuz değil mi? Krallık tacını almamış,
Demek hiç de aç gözlü değilmiş.


BİRİNCİ YURTTAŞ
Öyleyse eğer, kimilerine
Pek pahalıya mal olacak bu iş.


İKİNCİ YURTTAŞ
Zavallıcık! Gözleri kızarmış ağlamaktan!


ÜÇÜNCÜ YURTTAŞ
Bu Roma'da Antonius'tan soylusu yok!


DÖRDÜNCÜ YURTTAŞ
Bakın, bakın; yeniden başlıyor konuşmaya.

ANTONIUS
Daha dün Caesar'ın bir sözü
Dünyadan daha ağır basardı.
Şimdiyse serilmiş yatıyor şurada,
Bir dilenci bile eğilmez olmuş önünde.
Ah kardeşler! Ben yüreklerinizi, kafalarınızı
Azdıracak, ayaklandıracak bir insan olsaydım,
Brutus'a da, Cassius'a da kötülük edebilirdim;
Ama, bilirsiniz, şerefli insanlardır onlar.
Onlara kötülük etmek istemem. Bir ölüye,
Kendime ve sizlere zararlı olmam daha doğru
O şerefli insanlara kötülük etmekten.
Ama bir yazı var, Caesar'ın mührü basılmış;
Çekmecesinde buldum; vasiyetnamesi Caesar'ın
Bunları halka okusam, ki hoş görün,
Hiç okumak niyetinde değilim;
Bir okusam bunları, halk doğru gider,
Yaralarını öperdi ölmüş Caesar'ın;
Mendillerini boyardı kutsal kanına.
Ne kanı, tek kılını dilenirdi saçlarının,
Anmak için Caesar'ı ve ölürken de
Değerli bir miras diye bırakmak için
Çocuklarına.


DÖRDÜNCÜ YURTTAŞ
Dinlemek istiyoruz vasiyetnamesini.
Oku, Marcus Antonius!


HERKES BİRDEN
Vasiyetname! Vasiyetname!
Okunsun Caesar'ın vasiyetnamesi!


ANTONIUS
Sabırlı olun dostlarım, okumam doğru olmaz:
Sırası mı şimdi bilmenizin
Sizi ne kadar sevdiğini Caesar'ın?
Odun değil, taş değil, birer insansınız;
İnsan olarak dinleyince de Caesar'ın dileklerini
Tutuşur yürekleriniz, deliye dönersiniz
Bilmemeniz daha iyi,
Her şeyini sizlere bıraktığım.
Bilirseniz, neler, neler olur kim bilir!


DÖRDÜNCÜ YURTTAŞ
Oku, dinlemek istiyoruz! Oku, Antonius!
Oku Caesar'ın vasiyetnamesini!


ANTONIUS
Sabırlı olun, bekleyin biraz, ne olur!
Fazla ileri gittim, korkarım,
Size bu vasiyetnameden söz etmekle.
Bir zararım olmasından korkuyorum doğrusu
Caesar'ı bıçaklayan şerefli insanlara;
Korkuyorum gerçekten.


DÖRDÜNCÜ YURTTAŞ
Hainmiş bu herifler! Şerefli insanlara bak!


HEPSİ BİRDEN
Son dilekleri Caesar'ın! Vasiyetname!


İKİNCİ YURTTAŞ
Alçak, katil herifler! Okunsun!
Caesar'ın vasiyeti okunsun!


ANTONIUS
Anlaşıldı, zorla okutturacaksınız bana.
Öyleyse bir halka olun Caesar'ın çevresinde,
Göstereyim size bu dilekleri yazanı.
İnebilir miyim? İzin veriyor musunuz bana?


HEP BİR AĞIZDAN
İnebilirsin!


İKİNCİ YURTTAŞ
Haydi, in!


(Antonius kürsüden iner)

ÜÇÜNCÜ YURTTAŞ
İzin veriyoruz dilediğin yerde konuşmana!


DÖRDÜNCÜ YURTTAŞ
Halka olun! Çevrilin şöyle!


BİRİNCİ YURTTAŞ
Tabuttan uzaklaşın! Açılın biraz!


İKİNCİ YURTTAŞ
Antonius'a yer verin! Koca Antonius!
Durun, üşüşmeyin üstüme! Açılın biraz!


HEPSİ BiRDEN
Açılın! Yer verin! Çekilin geriye!


ANTONIUS
Yaş varsa gözlerinizde, hazır olun dökmeye;
Bu şalı hep bilirsiniz; ben hiç unutmam
Onu Caesar'ın üstünde ilk gördüğüm günü;
Bir yaz akşamı çadırındaydık:
Nervius'un ordularını yendiği gün.
Bakın şurasından girmiş hançeri Cassius'un.
Şurasını ne hırsla yarmış Casca.
Şurasından o çok sevdiği Brutus bıçaklamış!
Geri çekerken de lanetlik hançerini
Bakın nasıl gelmiş ardından Caesar'ın kanı,
Kapılara fırlayıp anlamak ister gibi
Gerçekten Brutus mu değil mi diye
Böylesine hoyratça vuran.
Çünkü, biliyorsunuz, Brutus
Koruyucu meleğiydi Caesar'ın.
Tanrılar, siz söyleyin nasıl severdi onu!
Aldığı yaraların en acısı bu oldu.
Vurduğunu görünce Brutus'un,
Nankörlük, hiyanetin kollarından beter,
Yıktı bitirdi onu, yarıldı aslan yüreği,
Kapayıp meşlahıyla yüzünü koca Caesar
Düştü Pompeius heykelinin dibine,
Kanlarının oluk oluk aktığı yere.
Ah, o ne düşüştü o, yurttaşlar,
Ben, sen, hepimiz düştük onunla
Ve en kanlı hiyanet geçti başımıza.
Elbet ağlarsınız böyle, duyuyorum içimde
Yüreklerinizin nasıl yandığını.
Rahmet damlaları bu döktüğünüz yaşlar.
Duygulu yürekler, sizleri ağlatan
Yaralı meşlahını görmek mi oldu yalnız?
Bir de şuraya bakın! Bakın, işte kendisi
Delik deşik olmuş ihanet hançerleriyle.


BİRİNCİ YURTTAŞ
Ah bakılır gibi değil!


İKİNCİ YURTTAŞ
Vah yiğit Caesar!


ÜÇÜNCÜ YURTTAŞ
Ne uğursuz günmüş bugün!


DÖRDÜNCÜ YURTTAŞ
Kalleşler! Alçaklar!


BİRİNCİ YURTTAŞ
Kan dökmenin böylesi görülmemiş!


İKİNCİ YURTTAŞ
Kanına kan alacağız!


HEPSİ BİRDEN
Kanına kan! Yürüyelim! Bulalım hepsini!
Yakalım! Verin ateşi! Öldürün! Gebertin!
Bir tekini sağ bırakmayalım hainlerin!


ANTONIUS
Durun, yurttaşlarım!


BİRİNCİ YURTTAŞ
Susun! Antonius'u dinleyin!


İKİNCİ YURTTAŞ
Dinleyelim! Ardından gidelim! Uğrunda ölelim!


ANTONIUS
Dostlarım! Canım kardeşlerim! Sizi böyle birden
İsyana sürüklemiş duruma sokmayın beni.
Bu işi yapanlar şerefli insanlardır.
Yazık, bilmem neye kızıp da yaptılar bunu.
Akıllı, şerefli insanlar hepsi;
Elbet, haklı sebepler gösterirler size.
Ben yüreklerinizi çalmaya gelmedim, dostlar;
Ben bir söz ustası değilim, Brutus gibi;
Hep bilirsiniz, ben dostunu seven
Kaba saba bir adamım; bunu bildikleri için
İzin verdiler halkın önünde konuşmama.
Ne zekâm elverir, ne sözlerim, ne değerim,
Etkim, inandırma gücüm yeter
Halkın kanını azdırıp tutuşturmaya.
Ben içimden geleni söylüyorum düpedüz;
Sizin de bildiğiniz şeyler söylediklerim.
Canım Caesar'ın yaralarını gösteriyorum
Şu zavallı, güçsüz, dilsiz ağızları
Konuşturuyorum kendi yerime.
Ama ben Brutus olsaydım,
Ya da Brutus Antonius'un yerinde olaydı,
Öyle bir Antonius olurdu ki,
Akıllarınızı başlarınızdan alır,
Caesar'ın her bir yarasını bir dile çevirip
Roma'nın taşlarını yerinden oynatır,
Ayaklandırırdı sizi.


HEPSİ BİRDEN
Ayaklanacağız!

BİRİNCİ YURTTAŞ
Brutus'un evini yakalm!

ÜÇÜNCÜ YURTTAŞ
Haydi öyleyse! Gelin, arayalım hainleri!

ANTONIUS
Ama dinleyin, yurttaşlarım, beni dinleyin önce.

HEPSİ BİRDEN
Susun hey! Antonius'u dinleyin,
Soylular soylusu Antonius'u.

ANTONIUS
Dostlar, ne yapacağınızı bilmeden gidiyorsunuz;
Sevgilerinize nesiyle hak kazandı Caesar?
Ah bilmiyorsunuz bunu; şunu söylemeliyim size:
Vasiyet yazısı var dedim, unuttunuz.

HEP BİRDEN
Öyle ya, evet! Vasiyeti! Durun dinleyelim!

ANTONIUS
İşte vasiyeti, Caesar'ın mühürüyle hem de.
Her Roma yurttaşına, her birine ayrı ayrı
Yetmiş beşer drahmi bırakıyor.

İKİNCİ YURTTAŞ
Yüce Caesar! Öcünü alacağız!

ÜÇÜNCÜ YURTTAŞ
Büyük ruhlu Caesar!

ANTONIUS
Sabırlı olun, dinleyin!

HEP BİRDEN
Susalım!


ANTONIUS
Ayrıca Tiber kıyısındaki gezi yerleri,
Kendi bağları, bahçeleri, yeni fidanlıkları
Hep size kalıyor, size bırakıyor hepsini,
Size ve mirasçılarınıza dünya durdukça;
Hep birlikte gezip dolaşasınız,
Gidip dinlenesiniz diye oralarda.
İşte buydu Caesar. Bir daha gelir mi böylesi?


BİRİNCİ YURTTAŞ
Gelmez, dünyada gelmez! Haydi davranın, yürüyün!
Kutsal yerde yakalım Caesar'ın ölüsünü,
Onu yakan ateşlerle de
Tutuşturalım hainlerin evlerini.
Kaldırın ölüyü.


İKİNCİ YURTTAŞ
Gidin yakacak arayın!


ÜÇÜNCÜ YURTTAŞ
Sıraları kralım!


DÖRDÜNCÜ YURTTAŞ
Kapı, pencere; kırın ne rast gelirse!
(Yurttaşlar cesetle çıkarlar.)

ANTONIUS
Şimdi bırak yürüsün.
Bir kez ayaklandın ya, ey Hınç.
Dilediğin yere git artık!


IIIP. IS



Kalabalığın öfkesi yön değiştirince, Brutus'la arkadaşları Roma'dan kaçarlar. Roma'ya gelen Octavius ve Lepidus'la birleşir Antonius. İç savaş başlar.

Bir gece Brutus'un çadırında Caesar'ın hayaleti belirir, «Philippi'de görüşürüz demeye geldim» der ve kaybolur.

Ve Philippi'deki savaşı kaybeden Brutus, kendini öldürerek tutsak alınmaktan kurtulur. Savaşı kazanan Octavius ve Antonius ondan saygıyla söz ederler.

Hiç yorum yok: