RSS
ŞİİRİN GİZLİ TARİHİ etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
ŞİİRİN GİZLİ TARİHİ etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

30 Nisan 2010 Cuma

İLHAN BERK / ŞİİRİN GİZLİ TARİHİ

Bütün ozanlar en büyükleri için çalışır. Bütün ayakkabıcıların en iyileri için çalıştıkları gibi ...

------------


Ara zamanları siler şiir.

------------

İLHAN BERK / ŞİİRİN GİZLİ TARİHİ 1

Cenindir şiir.

------------

İmge yaratılan bir şeydir. Ozanla varolan. Bunun için her ozanın kendine özgü bir imge kullanışı, bir imge anahtarı vardır:
Kilidini kendi yaptığı, kendi açıp kapadığı bir anahtar.

İLHAN BERK / ŞİİRİN GİZLİ TARİHİ 2

Şiir, dilin belini getirmektir.

------------

Yeryüzünü, yeryüzündeki nice şeyi kocatmak, yaşlandırmak için yazmak; geri de genç hiçbir şey bırakmamak ...
Yazmak budur.

------------

İLHAN BERK / ŞİİRİN GİZLİ TARİHİ 3

Taşlı tarlalardır ozanların teptiği yerler. Umarsız topraklar.
Gün oralarda doğar da ondan mı?

------------

Şiirde ses dediğimiz, ilk dizede de bulduğumuz, yapıdır. Şiire baştan sona egemen olan odur. Hep odur.

İLHAN BERK / ŞİİRİN GİZLİ TARİHİ 4

Ağızlarında bir sap otla dönen tarla kuşlarına benzer ozanlar. Ama onların yuvaları yeryüzüdür. Orada konaklarlar. Gökyüzünün çılgın mavisinden geçerken, oralara yavaşça bırakıverirler ağızlarının yükünü.


Aşağılarda bir yerlerde, bazı bazı duyulan o seslerdir hep.
Duyulup kalan.

------------

İLHAN BERK / ŞİİRİN GİZLİ TARİHİ 5

Bir yeryüzü tanığıdır ozan. ‘Ben bu yerlerden geçtim!’ diyordur.

------------

Bir şiirin yeniliği, eskiliği, devrimciliği, çağdaşlığı anlatış biçiminde, yani yapısındadır. İçeriğin yeniliği onu kurtarmaz . İlle de içerikle biçimi ayırmak gerekiyorsa, yeni, devrimci dediğimiz içerik, şiirin yapısına vurmuyorsa, o şiirin yeni olduğu çok su götürür. Bunun için Cl..Lévi-Strauss : ‘İçerik gerçekliğini yapısından alır,’ diyecektir.

------------

İLHAN BERK / ŞİİRİN GİZLİ TARİHİ 6

Şiiri düzyazıdan ayıran, anlamın, yani özün kullanılış biçimidir.

------------

İşte kesinkes şiire giden bir konu: Kurşun kalemin tarihi.

------------

Bir konudur bu, bir hiç. Şiire dönüşmesi, şiir olarak varolması, ozanın ‘olmak ya da olmamak’ sorununa bağlıdır. Bunu şöyle de söyleyebiliriz: Bir kişiliği olup olmadığına. Kişiliği de ozanın dili kullanışında tanırız.

Öte yandan, ozanın bu yarattığı dil, en çok dışlaştırdığı, çoğullaştırdığı, herkesin yaptığı bir dildir de.

------------

İLHAN BERK / ŞİİRİN GİZLİ TARİHİ 7

Yeh’in şiirlerine önsöz yazan Hsü Wei, onun şiirini anlatırken hep kötü şiir örneklerini sıralar; iyi şiirin örneğine gelince de: ‘Ama dostum Yeh’in şiirleri öyle değildir,’ der.

Gerçekten de iyi şiirin tanımı daha çok kötü şiirin ne olduğunu göstererek yapılmalı.

------------

Ozan geleceğin kazanlarını kaynatır.

İLHAN BERK / ŞİİRİN GİZLİ TARİHİ 8

İşte şiirin hemen elinden tutan bir sözcük: ORTAÇAĞ.

İLHAN BERK / ŞİİRİN GİZLİ TARİHİ 9

Şiir bağışlamaz: Ya vardır, ya yoktur.

------------

Şiir yalnızlıklarla (bir kıyıda çiçeğe durmuş süsenler, danaburunları, yıkıntılar, kapalı odalar, akşamüstleri, eski fotoğraflar bırakılmış evler, balkonIar, büyük küçük sular, çan kulesiz kiliseler, iç avlular, kuş ölüleri, çakıllar, ıssız kıyılarla) büyür.

Ozan yalnızdır çünkü.

------------

İLHAN BERK / ŞİİRİN GİZLİ TARİHİ 10

Her şiir -tarih önünde- bir maratona hazır olarak doğar.

------------

Mutfaklarda kadınların yağlanmış bir el kitabı olacağım.
Ozanın bir yemek kitabı için düşürdüğü savsöz.

İLHAN BERK / ŞİİRİN GİZLİ TARİHİ 12

Her şiir -tarih önünde- bir maratona hazır olarak doğar.

------------
Mutfaklarda kadınların yağlanmış bir el kitabı olacağım.
Ozanın bir yemek kitabı için düşürdüğü savsöz.

İLHAN BERK / ŞİİRİN GİZLİ TARİHİ 11

Şiiri doğrular yürütür, yanlışlar yapar.

------------

Ozanların bir kentleri vardır hiç değilse bir mahalleleri, bir sokağı. /.../

------------

İLHAN BERK / ŞİİRİN GİZLİ TARİHİ 13

Eski bir dağlıdır ozan. Dili bundan yabandır.

------------

Şiirde anlam her şey değildir.

Herakleitos ‘un yazdıklarını nasıl bulduğunu soran Euripides’e Sokrates:
-Anladıklarım çok yüce şeyler; öyle sanıyorum ki anlamadıklarım da ... Yalnız Delos’lu bir dalgıç gerek. Diye yanıtlar.

Bu hele şiirse anlam bütün bütün yitirir gücünü.

İLHAN BERK / ŞİİRİN GİZLİ TARİHİ 14

Çoğun, yaban ayak basılmamış, yasak yerlerdir şurın uğrak yerleri: Kimselerin bilmediği küçük kara parçaları / ormanlar / kayalıklar / keçi yolları / unutulmuş adalar / göller / ölümün elindeki bataklıklar / başlarını alıp çekilmiş gökler / kapalı iç denizler / mağaralar, ipek, haç yolları / ilk coğrafyacılar / İsa’lar, çocuk Muhammet’ler / cilalı taşlar, deli otlar / gözleri açık renk çocuklar / saçlarını bırakmış kadınlar, adamlar / Himalayalar, Afrika’da içilen tütün / yani eşyanın kötü tadı, buğday, fecir devletleri /

yani cenin ormanları

Çocuk ve Allah


(elbet altın, Notre Damme, Yunanlıların bulduğu Avrupa, Nötron, artık-değer, sonra şoseler, anamal, yani duru su, silahlar yani,
yani ekmeği ölümle çevirenler hariç).

-------------

İLHAN BERK / ŞİİRİN GİZLİ TARİHİ 15

Şiirde kargaşa da, düzensizlik de, bozgun da bir yöntemi gerektirir: Bozgunun yöntemi.

Yeni bir şiirle karşılaşan, böyle bir şeyle karşılaşır ilkin.

Anlamın, duygunun, görüntünün hallaç pamuğu gibi atıldığı ve kurulduğu.

------------

İLHAN BERK / ŞİİRİN GİZLİ TARİHİ 16

Eski bir kuyucudur ozan. Kazmayı vurduğu toprağı ta ötelerden tanır. Bulduğu su da kimseninkine benzemez.

------------

Güncelde yararla yıkım yanyana yürür. Ama üstüne yürümek gerekir onun. Yeni alaşımları o oluşturur. Sonunda gizli bir güç olarak kalmalı ama. Eski yaşamından hep bir şeyler vurmalı bugüne.

------------

İLHAN BERK / ŞİİRİN GİZLİ TARİHİ 17

Şiir, doğal dilin yanında ikinci bir dil bulma, onunla yazmaktır.
Bu bulunmadıkça şiir yoktur.

------------

İşte bir dize: Bir sap otla döndüm (Bir şiire düşmeyi bekleyen).

------------

İLHAN BERK / ŞİİRİN GİZLİ TARİHİ 19

Şiir saklı bir sudur. Açıklamaz, anlatmaz; anlatmak, göstermek istediği şeyin kendisidir.

------------

Öğleüstlerini bekler bütün şiirler. Orta yerini günün.

------------

Ozan dili kendinin yapar. Marx’ın ‘Kişinin kendisi kişiselliğidir’ dediği gibi.

------------

İLHAN BERK / ŞİİRİN GİZLİ TARİHİ 18

Seni sonra barbar, yabanıl kentinin çamurunu teperken gördüm diyor.

Yarım kalmış bir şiirin (neye göre yarım kalmış?) iyice tenha bir yerinden ...

Böyle de olsa bir gün gelir dünya yüzündeki yerini alır mı?

------------