Çoğun, yaban ayak basılmamış, yasak yerlerdir şurın uğrak yerleri: Kimselerin bilmediği küçük kara parçaları / ormanlar / kayalıklar / keçi yolları / unutulmuş adalar / göller / ölümün elindeki bataklıklar / başlarını alıp çekilmiş gökler / kapalı iç denizler / mağaralar, ipek, haç yolları / ilk coğrafyacılar / İsa’lar, çocuk Muhammet’ler / cilalı taşlar, deli otlar / gözleri açık renk çocuklar / saçlarını bırakmış kadınlar, adamlar / Himalayalar, Afrika’da içilen tütün / yani eşyanın kötü tadı, buğday, fecir devletleri /
yani cenin ormanları
Çocuk ve Allah
(elbet altın, Notre Damme, Yunanlıların bulduğu Avrupa, Nötron, artık-değer, sonra şoseler, anamal, yani duru su, silahlar yani,
yani ekmeği ölümle çevirenler hariç).
-------------
Şiir tarihle doğrulanmasına, özdeşleşmesine, dahası varolmasına karşın, ona karşıdır da. Bilir ki tarih kıyıcıdır, zorbadır. Şunun bunun hakkını yiyerek kabarmıştır. Şiir tarihle (bu donmuş zaman demek olan tarihle) hesaplaşarak onu aşar, değiştirir.
Kendi tarihini (en insani olan kendi tarihini) öyle yazar.
30 Nisan 2010 Cuma
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder