I
Bıraktım artık, Hayyam tartıyor, dizelerin o ağır biçemini
Anımsatıyor ona zaman, o özgün, eşsiz çizgisini
Dile gelmeyen düşler, binbir çeşit arzular mıydı onlar
Ve hangi gizil Tanrı'nın tütsüsü bu ve nasıl paylaşılıyorlar
II
Söylemeliyim ki biz; ölenlerimizin külleriyiz yalnızca
Toz olan soylarımız, ırmaklarda yanyana akmakta
Düşlerin parlaklığı, sen ve ben, gerçekte birer imgeyiz
Ölüşümüz ve unutuluşumuzda; sonsuzca ve hızla olmakta.
III
Diyebilirim ki anıtlar, görkemle yapıldı, o zorlu çabalarla
Ne saltanatlar, ne kafileler geçti, patikalarla, rüzgârlarla
Karşılaştırmak olası mı onları, Helios'un fırlattığı oklarla
Ve yarışan var mı ta başta; şimdi, şu an, gökteki tanrılarla.
IV İzin ver de, uyandırayım, altın ötüşlü şafak kuşunu
Bir zamanlar şarkılar söylerdi, uzak ve solgun gecede
Mavilerde gezerdi sesler, gülümserdi yapayalnız yıldızlar
Gösterişliydiler, kibirliydiler ve o denli alçakgönüllüydüler.
V
Sessiz ol, kaleminden bir ay düşüyor bak dizelerine
Nasılsa bir gün onlarda inecek, imge bahçelerine
Har vurup harman savurduğun; şu baharın ortasında
Tıpkı bahçenden bakar gibi mi bakacaksın gelmelerine.
VI
Ayın altında gecenin dinginliğini yaşayabilmek
Su birikintilerine yansıyan, boynu bükük günlerin
Aynalardan dökülen ve hep geri dönen kimler orada
Dağılıp gidiyor sonsuzlukta; yitip gidiyor benzerlerin.
VII
Katlanmalıyız Farslı'nın boş lakırtılarına, kararsızlığına
Alacakaranlıkta altın ay; hep doğacak ve batacak
Tüm yüzyıllardır şu gün. Bütün bir dünyasın sen.
Toz olan yüzlerimiz kimdi öyleyse. Bizler geçip giderken.
Çev: Ulus Fatih
Borges Defteri
5 Mart 2010 Cuma
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder