Akşamüstü, uzun boylu, kurumlu, uzak,
süssüz bahçeyi geçiyor ve yakalanıyor
bize bu bahçeyi ve bu görümü veren
o dönüşsüz ve saf anın ışığının
çakımında, sessizce. Onu burada
ve şimdi görüyorum, ama tam aynı anda
Kaldeliler’in Ur’unun eskil karanlığında da,
ya da inerken dar merdivenlerini bir tapınağın,
sınırsız sayıda toz olmuş, bir vakitler
taş ve gururken, ya da başka
enlemlerin yıldızlarının
çözerken büyülü alfabesini,
ya da bir gülü koklarken İngiltere’de.
Müziğin olduğu yerde o, ve göğün
yumuşak mavisinde. Yunan heksametresinde,
yalnızlıklarımızda, onu arayan,
havuzun suyundaki yansımasında.
zamanın mermerinde, bir kılıçla,
günbatımlarına ve bahçelere açılan
bir terasın asude havasında.
Ve mitosların ve maskelerin altında
ruhu yalnız daima.
Selâhattin Özpalayıklar
ALTIN VE GÖLGE
5 Mart 2010 Cuma
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder